9 Nis 2010

YÂSİN SURESİ


YÂSİN SURESİ


بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِِ
يس

Yâsin Suresi ayet 1

وَالْقُرْآنِ الْحَكِيمِ

Yâsin Suresi ayet 2

إِنَّكَ لَمِنَ الْمُرْسَلِينَ

Yâsin Suresi ayet 3

عَلَى صِرَاطٍ مُّسْتَقِيمٍ

Yâsin Suresi ayet 4 

تَنزِيلَ الْعَزِيزِ الرَّحِيمِ

Yâsin Suresi ayet 5

لِتُنذِرَ قَوْمًا مَّا أُنذِرَ آبَاؤُهُمْ فَهُمْ غَافِلُونَ

Yâsin Suresi ayet 6


لَقَدْ حَقَّ الْقَوْلُ عَلَى أَكْثَرِهِمْ فَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ

Yâsin Suresi ayet 7

إِنَّا جَعَلْنَا فِي أَعْنَاقِهِمْ أَغْلاَلاً فَهِيَ إِلَى الأَذْقَانِ فَهُم مُّقْمَحُونَ

Yâsin Suresi ayet 8



وَجَعَلْنَا مِن بَيْنِ أَيْدِيهِمْ سَدًّا وَمِنْ خَلْفِهِمْ سَدًّا فَأَغْشَيْنَاهُمْ فَهُمْ لاَ يُبْصِرُونَ

Yâsin Suresi ayet 9 

وَسَوَاء عَلَيْهِمْ أَأَنذَرْتَهُمْ أَمْ لَمْ تُنذِرْهُمْ لاَ يُؤْمِنُونَ


Yâsin Suresi ayet 10

إِنَّمَا تُنذِرُ مَنِ اتَّبَعَ الذِّكْرَ وَخَشِيَ الرَّحْمَن بِالْغَيْبِ فَبَشِّرْهُ بِمَغْفِرَةٍ وَأَجْرٍ كَرِيمٍ

Yâsin Suresi ayet 11

إِنَّا نَحْنُ نُحْيِي الْمَوْتَى وَنَكْتُبُ مَا قَدَّمُوا وَآثَارَهُمْ وَكُلَّ شَيْءٍ أحْصَيْنَاهُ فِي إِمَامٍ مُبِينٍ

Yâsin Suresi ayet 12

Evet, ibni Abbas’ın rivayetine göre Yasin kelimesinin manası; ‘ya insan’ demektir. Velâkin peygamber Efendimizin isimlerinden bir isim olabilir. Çünkü gelen cümle onu işaret eder ki, hitabı ilahi öyledir. Cenab-ı Allah’u Teâlâ muhkem ve müstakim olan, Kuran’la kasem ederek, ey nebiyim Muhammed (s.a.s)!
Sen peygamberlerden birisisin ki o peygamberler ki Allah’u Teâlâ tarafından insanlara hidayet rehberi olarak, gönderilmişlerdir. Sen doğru din ve yol üzerindesin. Senin tuttuğun ve kabul eylediğin din en müstakim yol ve dindir. Ve elindeki kitap Kuran-ı Mübin aziz olan, Allah’u Teâlâ’dan sana nazil olup, gelmiştir ki sen onun vasıtasıyla içinde bulunduğun kavmi inzal edesin. Öyle bir kavim ki onlara ve babalarına maalesef korkutucu gelmemiştir. Bu müddet içinde, gaflette kalmışlardır. Hidayeti anlayamamışlardır. Azabı ilahi onlara, vaki olduğu sabit kılınmıştır. Velâkin çoğu küfürde kalmışlardır. Onlara herhangi bir nasihat ve ihafe (korkutma) tesir etmez. Küfür ve inkârla musirane (ısrarla) kalmışlardır. Sanki onların boyunlarından ateşten ma’mul zincirler takılıp, sağa, sola başlarını çevirmezler. Yokluğa girerler ve perişan, mahcupturlar. Sanki onların önlerinde ve arkalarında set çekilmiş. İleri, geri hareke etmezler. Gafletten onların üzerlerinde siyah bir perde çekilmiş gibi hak ve hakikati görmezler, tövbe edip, inkâr ile küfürlerinden dönmezler.

Ey nebiyim Muhammed (s.a.s)!
 Onları korkutsan, korkutmazsan ikisi birdir. Kalpleri Katılaşmış imana gelmezler. Ancak sen Kur’an’ı kabul edip, Allah’tan korkup, muğibata (insanların görmediği ancak Allah’ın haber verdiği) inananları müjdele. Biz azimüşan Allah’u Teâlâ kudreti kâmile sahibi olarak, mevtayı tekrar diriltip, dünyadaki ettiklerini de göz önüne tutarak, bütün izleriyle beraber hesaba alacağız. Yani kim, nerede, ne yapmış, canlandırarak taş olsun, şecer (ağaç) olsun, şahid olarak kabul edilip, bütün konular aydınlığa çıkacaktır. Her ne ki varsa, defter amellerinde yazılı olarak önlerine çıkacaktır.

وَنُفِخَ فِي الصُّورِ فَإِذَا هُم مِّنَ الْأَجْدَاثِ إِلَى رَبِّهِمْ يَنسِلُونَ

Yâsin Suresi ayet 51

قَالُوا يَا وَيْلَنَا مَن بَعَثَنَا مِن مَّرْقَدِنَا هَذَا مَا وَعَدَ الرَّحْمَنُ وَصَدَقَ الْمُرْسَلُونَ

Yâsin Suresi ayet 52

إِن كَانَتْ إِلَّا صَيْحَةً وَاحِدَةً فَإِذَا هُمْ جَمِيعٌ لَّدَيْنَا مُحْضَرُونَ

Yâsin Suresi ayet 53


Evet, vakta ki ilahi bir emirle sure üfürüldüğü zaman, herkes mezarlarından acele bir şekilde Allah’ın huzuruna hesap vermeye giderken, şöyle derler: ‘Helak bizlere olsun, kim bizi mezarımızdan
kaldırıp, aresei mahşere gönderiyor?’ O zaman melekler cevap vererek: ‘İşte bu bir vaâdi sübhaniyesidir. Sizlere gelen peygamberlerin söylediklerinin tasdikidir.’ O peygamberler ki, sizlere diyorlardı ki: ba’del mevut tekrar dirilip, mahşer aresesine varıp, Yüce Mevla’ya dünyadaki ettiklerinden hesap verecekseniz’ derken, ama ne fayda ki sizler kabul etmeyip, red ederek, inkâr ediyordunuz. İşte bu o gündür ki, tek bir seyhayle huzuru ilahiyede toplanacaktırlar. Zira Cenab-ı Allah’u Teâlâ’nın emriyle İsrafil (a.s) şöyle nida ederek: ‘Ey çürümüş kemikler! Birbirlerini bırakmış azalar, Cenab-ı Allah’u Teâlâ emrediyor hesaplaşmak için, kalkın hesaplaşma günüdür haklaşma günüdür!

فَالْيَوْمَ لَا تُظْلَمُ نَفْسٌ شَيْئًا وَلَا تُجْزَوْنَ إِلَّا مَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ

Yâsin Suresi ayet 54

إِنَّ أَصْحَابَ الْجَنَّةِ الْيَوْمَ فِي شُغُلٍ فَاكِهُونَ

Yâsin Suresi ayet 55

هُمْ وَأَزْوَاجُهُمْ فِي ظِلَالٍ عَلَى الْأَرَائِكِ مُتَّكِؤُونَ

Yâsin Suresi ayet 56 

لَهُمْ فِيهَا فَاكِهَةٌ وَلَهُم مَّا يَدَّعُونَ

Yâsin Suresi ayet 57

سَلَامٌ قَوْلًا مِن رَّبٍّ رَّحِيمٍ

Yâsin Suresi ayet 58

Evet, bugün öyle bir gündür hiçbir nefse, zerreyi miskal kadar olsun, zülüm edilmez. İster iyi olsun, ister kötü herkes dünyadaki ettiği amele göre, hesap verecektir. Kimse kimsenin vuzrundan(günah), sual edilmeyecektir. Amelin mukabiliyle baş başa kalacaktır. Fakat ehli cennet, cennetin nimetleriyle meşgul olarak, ehli cehennemden bi haberler. Velev yakınları da olsalar. Çünkü cennetten onlara verildiği naimi ilahi, onları ehli cehennemden habersiz bırakarak unutturur. Cennetin iskemlelerinin üzerine oturup, mütelezizane sohbetleşiyorlardırki o sırada Cenab-ı Allah’u Teâlâ tecelli edip, cemali ilahiyesini gösterip, sizin Rabbi Rahim’inizden sizlere selam olsun! Der. Bu hitabı ilahiyeye karşı her şeyden geçerek, huru gulmanı bile bırakıp, bütün maneviyatları ile her şeyden kesilip, iltifatları ancak ve ancak o göründüğü bila vesif ve la misal cemali ilahiyeye münhasir kalır ve devam edecektir.

وَامْتَازُوا الْيَوْمَ أَيُّهَا الْمُجْرِمُونَ

Yâsin Suresi ayet 59

أَلَمْ أَعْهَدْ إِلَيْكُمْ يَا بَنِي آدَمَ أَن لَّا تَعْبُدُوا الشَّيْطَانَ إِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُّبِينٌ

Yâsin Suresi ayet 60 

وَأَنْ اعْبُدُونِي هَذَا صِرَاطٌ مُّسْتَقِيمٌ

Yâsin Suresi ayet 61

وَلَقَدْ أَضَلَّ مِنكُمْ جِبِلًّا كَثِيرًا أَفَلَمْ تَكُونُوا تَعْقِلُونَ

Yâsin Suresi ayet 62

هَذِهِ جَهَنَّمُ الَّتِي كُنتُمْ تُوعَدُونَ

Yâsin Suresi ayet 63

اصْلَوْهَا الْيَوْمَ بِمَا كُنتُمْ تَكْفُرُونَ

Yâsin Suresi ayet 64

الْيَوْمَ نَخْتِمُ عَلَى أَفْوَاهِهِمْ وَتُكَلِّمُنَا أَيْدِيهِمْ وَتَشْهَدُ أَرْجُلُهُمْ بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ

Yâsin Suresi ayet 65

وَلَوْ نَشَاء لَطَمَسْنَا عَلَى أَعْيُنِهِمْ فَاسْتَبَقُوا الصِّرَاطَ فَأَنَّى يُبْصِرُونَ

Yâsin Suresi ayet 66


Evet, Cenab-ı Allah’u Teâlâ mümin ile kâfiri biribirinden ayrıt etmek için, bu yevmi mahşerde şu hitap da bulunur ve buyuruyor ki: ‘Ey kâfirler ki sizler dünyada iken, hiçbir semavi kitabı kabul etmiyordunuz. Mümin olan, kullarımın arasından çıkın! Mehalli istikrarınız cehennemdir! Amelinizin gereği budur. Evet, ben azimüşan Allah’u Teâlâ sizlere vasiyet edip, demedim mi? ‘Ey beni âdem lanetlenmiş olan şeytan sizler için aşikâr bir düşmandır. Onun sizlere yaptığı vesvese ve malholyalarına tabiî olmayın. Ben azimüşan ilahi vahide ve halıkı külli şeye tabi olunuz. En doğru yol, ilahi vahidin gösterdiği yoldur. Bileseniz ki sureti katiyede o lanetlenmiş olan şeytan sizler gibi, adam zadelerden çokça kavim ve kabileleri hak yolunda sapıtarak, gaflete daldırıp, delalete götürmüştür. Hiç teakul (akıl) etmez misiniz? İşte dünyadaki amelinize göre, sizlere vaad edilmiş olan cehennem budur. Tadacaksınız bugün cehennemin ateşinin harareti ve dehşeti. Dünyada inkâr ettiğiniz sebebiyetiyle.’ Evet,  bugün dilleri kapatıp, elleri ve azaları konuşturup, neyi amel etmişlerse, kesp ettikleri ne ise şahit olarak, haber vereceklerdir. Evet, Cenab-ı Allah’u Teâlâ buyuruyor ki: ‘Eğer isteseydik, gözleri e’ma (kör) ederdik. Hidayet yolunu bulmazlardı. Velâkin binaen ala zalik hidayet yolu da, delalet yolu da bi tamamiha peygamber vasıtasıyla beyan ettik. Besireti açık olan hidayet yolunu tercih ederek, teriki müstakime dâhil olup, ilahi emirlere inanıp, imana geldiler. Diğer guruhi kefere ise; cehennem yolunu kabul edip ve cehennemi gerektiren işlemleri kendilerine adet ittihaz ederek, inne ma emruhu iza eraden şeyen en yekule lehu kunfe yekûnu emri ilahi tezahür eyledi. İşte bütün farklar burada beyan olur.

Bediûzzaman Said Nursi Talebelerinden Fakih Şükrü zâde
Muhammed Nuri ÇELİK




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

E=mc2 ?

Güneş Sistemi

Güneş Sistemi
Üstteki resimle bu resim arasındaki benzerliği farketmişsinizdir Güneş Sistemi de diğer sistemlerle birlikte bir merkez etrafında dönmektedir. Ancak biz henüz bunu keşfedemediğimizden bu sözün bilimsel bir dayanağı yoktur.

Cevşen