9 Nis 2010

TÛR SURESİ


TÛR SURESİ


بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيمِ

إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي جَنَّاتٍ وَنَعِيمٍ٭ فَاكِهِينَ بِمَا آتَاهُمْ رَبُّهُمْ وَوَقَاهُمْ رَبُّهُمْ عَذَابَ الْجَحِيمِ٭ كُلُوا وَاشْرَبُوا هَنِيئًا بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ٭ مُتَّكِئِينَ عَلَى سُرُرٍ مَّصْفُوفَةٍ وَزَوَّجْنَاهُم بِحُورٍ عِينٍ٭ وَالَّذِينَ آمَنُوا وَاتَّبَعَتْهُمْ ذُرِّيَّتُهُم بِإِيمَانٍ أَلْحَقْنَا بِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَمَا أَلَتْنَاهُم مِّنْ عَمَلِهِم مِّن شَيْءٍ كُلُّ امْرِئٍ بِمَا كَسَبَ رَهِينٌ٭ وَأَمْدَدْنَاهُم بِفَاكِهَةٍ وَلَحْمٍ مِّمَّا يَشْتَهُونَ٭ يَتَنَازَعُونَ فِيهَا كَأْسًا لَّا لَغْوٌ فِيهَا وَلَا تَأْثِيمٌ٭ وَيَطُوفُ عَلَيْهِمْ غِلْمَانٌ لَّهُمْ كَأَنَّهُمْ لُؤْلُؤٌ مَّكْنُونٌ٭ وَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَى بَعْضٍ يَتَسَاءلُونَ٭ قَالُوا إِنَّا كُنَّا قَبْلُ فِي أَهْلِنَا مُشْفِقِينَ٭


Tûr Suresi ayet 17-26

Evet, Cenab-ı Allah’u Teâlâ müjde şeklinde guruhi muttakine haber veriyor ki; gerçek memnuâtı ilahiyeden içtinap edenlerin (sakınanların) makamı, cennatül naimdir. 17. ayetin açıklaması
Onlar cennetteki çeşit çeşit meyvelerinden Allah’ın izniyle mütelezziz olarak faydalanırlar. Allah’u Teâlâ onları narı cehennemin azabından muhafaza etmiştir. 18. ayetin açıklaması
Allah’u Teâlâ tarafından o guruhi muttakine nida ediliyor ki, mesrurane (sevinç içinde), metelezizane (lezzet alarak) aleddevami yiyin ve için. Bu yemek ve içmek sizler için mehalli rahat ve huzur olsun. Haminiz ve münîminiz Cenab-ı Allah’tır. Zira dünyada iken Allah’u Teâlâ’nın rızasını kazanmak için, ameli salihi işlediniz. İşte vaâdi sübhaniyesine dayalı bu nimet sizin amelinizin karşılığı olarak, mükâfatınızdır. 19. ayetin açıklaması O cemaati müttakin karşı karşıya cennetin iskemleleri üzerinde oturup, hoşlanıp, sohbet edip iştahları neyi çekerse, meyveden, yemekten ve içmekten anında huzurlarına konuluyor ki kapları; altından, mercandan, zübercedden mamuldur. İskemleleri bile altından perdelenmiştir. Ve Cenab-ı Allah’u tarafından zevcati mutaharati salihat (salih temiz eşler) ebedi refik () olarak ihsan ediliyor ki güzellikleri ancak Allah’u Teâlâ vasıf edebilir. 20. ayetin açıklaması
O kişiler ki, imanı kabul edip, ameli salihi icra etmişlerdir. Ve çocukları da aynen muvaffakiyet göstermişlerdir. Çocuklarını da onlara kavuşturup, yani makamda ve derecede ki o cemaat çocukları için, mahzun olmasınlar. Onların amellerinden herhangi bir eksiklik olmayacaktır. Zira herkes ettiğiyle merhundur. Yani kim dünyada iken bir amel işlemiş ise; el cezau min cinsil sırrıyla muamelesi ona göre olacaktır. 21. ayetin açıklaması
Ve hem de verdiğimiz nimetleri ziyade ederek, meyve ile çeşitli etler olsun istek ve iştahlarına göre ihsan ediyoruz. 22. ayetin açıklaması
Onlar cennet meşrubatlarından ihsan edileceğinden, biri birine ikram edip, biri birinin elinden alıyorlar. Aralarından herhangi bir münazaa, münakaşa, meşahat (çekişme), nefret, buğz, vaki olması mümkün değildir. 23. ayetin açıklaması
Evet, Cenab-ı Allah’u Teâlâ tarafından ehli cennete ikram olarak, hizmet etmek suretiyle; cariyeler, gılmanlar, ihsan ediliyor. Burada rivayeti muhtelif varıd olmuştur ki kimisi haddi buluğa kavuşmayan ölen evladı müşrikleridir. Diğeri ise; Cenab-ı Allah’u Teâlâ tarafından cennette hizmetçi olarak, icad edilmişlerdir. Herhangi rivayet olursa olsun, Cenab-ı Allah’u Teâlâ’nın nimetidir demektir. Öyle de güzel yaratılmışlardır ki sanki lü’lüyi müceveftirler (içleri görünen inci gibi) ki göz kamaştırıcılardır. Mücevef; içi boş hayme (çadır) demektir. Şeffaftır ve berraktır. 24. ayetin açıklaması
Ehli cennet bir birine dönüp, dünyanın işlemlerinden sual ediyorlar. 25. ayetin açıklaması

Diyorlar ki: ‘Biz dünyada iken, Allah’ın gadabından korkup, azabi ilahiyeden çekinerek, Allah’ın rızasına doğru amel işlediğimizden Cenab-ı Allah’u Teâlâ bizlere iki korkuyu vermediği için, gördüğümüz mükâfatı bizlere reva görmüştür.’ 26. ayetin açıklaması
Evet, şimdi mesele bu oluyor ki; erkek olsun, kadın olsun, genç olsun, ihtiyar olsun, âlim olsun, cahil olsun, fark etmeksizin dünyada iken ne gibi bir amel işlenmiş olunursa o amele göre muamele göreceği şüphesizdir.
Bu bir nizami ilahiyedir. Mistaki (tasdiki) ise;
 
مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ وَمَن يَعْمَلْ


Zilzal Suresi 8. ayet kavli şeriftir.


Bediûzzaman Said Nursi Talebelerinden Fakih Şükrü zâde
Muhammed Nuri ÇELİK





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

E=mc2 ?

Güneş Sistemi

Güneş Sistemi
Üstteki resimle bu resim arasındaki benzerliği farketmişsinizdir Güneş Sistemi de diğer sistemlerle birlikte bir merkez etrafında dönmektedir. Ancak biz henüz bunu keşfedemediğimizden bu sözün bilimsel bir dayanağı yoktur.

Cevşen