SAFF SURESİ

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيمِ

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا لِمَ تَقُولُونَ مَا لَا تَفْعَلُونَ

Saff Suresi ayet 2 

كَبُرَ مَقْتًا عِندَ اللَّهِ أَن تَقُولُوا مَا لَا تَفْعَلُونَ

Saff Suresi ayet 3 

إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الَّذِينَ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِهِ صَفًّا كَأَنَّهُم بُنيَانٌ مَّرْصُوصٌ

Saff Suresi ayet 4

     Ey ehli iman! İyiliklerden hasenelerden gücünüzün takat getiremeyeceği bir şeyi neden teahüd edersiniz ? Neden yapamayacağınız işlemeyeceğiniz bir şeyi yaparız diyorsunuz? Bu ayeti kerimden istihraç ederek (delil gösterip çıkartarak) Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: ayetül münafıki selasetün iza veade ahlefe ve izah adese kezzebe ve iza ü’timine hane el hadis

Manayı hadis şöyledir: münafığın alemeti üçtür. Teahüd eylediğini yapmaz. Muhalefet gösterir. Söz söylediği zaman yalanla konuşur. Güvenileceği yerde ihanet eder. Allah’u Teâlâ bunu teyyid etmek için üçüncü ayeti inzal buyurdu ki: ‘Böylesi bir işlem her ne kadar aranızda küçük görünüyorsa da indi ilahiyede büyük bir vebale maruzdur. Sahibini menfur nefretli ve mebğudi ilahi (ilahi gazablı) kılar.’ Diğer bir rivayete göre; mana şöyledir. İnsan kardeşine emri bil ma’ruf’u haber verir. Kendisi ise yapmaz. Ve dini kardeşlerini yasağı ilahiyeden sakındırır. Ama kendisi ise yapar. Nasıl ki Cenab-ı Allah’u Teâlâ bunu zikir etmiştir. Ete’murune nase bil birri ve tensevne en fusekum buyurmuştur. Yani aya acibsiniz ki insanlara iyilik yapmayı emir ediyorsunuz, ama ne fayda ki nefislerinizi unutuyorsunuz. Vay halinize. Cihat yolunda müminler bir biriyle yekvücut olmaları sanki bina gibi mahkem, sabit durmaları bir beden olarak görünümleri sever. Efendimizin zamanında cihat kılınç ile oluyordu. Sonra patlayıcı aletlerle devam etti. Bir zaman da hem silahla ve hem de iptali fikirle oluyordu. Şuanda halen bu son çeşit devam ediyor. Yani hem silahla oluyor ve hem de ilim yoluyla iptali fikire gidiliyor. Menhus (kötü) fikir inanç itikat çürütmek gerekir ki, bila inat şahıslar anlasınlar ki onların kabul eylediği menhus olan fikir, inanç onları bir yere götüremez. Öyle ise hakikate gelsinler ki Kur’an yoludur.

وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَى عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ وَهُوَ يُدْعَى إِلَى الْإِسْلَامِ وَاللَّهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ

Saff Suresi ayet 7

يُرِيدُونَ لِيُطْفِؤُوا نُورَ اللَّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَاللَّهُ مُتِمُّ نُورِهِ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ

Saff Suresi ayet 8

هُوَ الَّذِي أَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدَى وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ وَلَوْ كَرِهَ الْمُشْرِكُونَ

Saff Suresi ayet 9

     Acaba o insanlar ki Cenab-ı Allah’u Teâlâ peygamber vasıtasıyla dini İslam’a davet ediyor onlarda istinkâf ederek (kabul etmeyerek), peygamberleri yalanlayarak dinden uzaklaşıyorlar. Ve tekzipleriyle baş başa kalıp, kabul etmezler. Bunlardan daha zalim kim olabilir. Bunlar yalanlarıyla dini, İslam’ı yok etmeye çalışıyorlar. Hâlbuki ne kadar çaba gösterirlerse de göstersinler Cenab-ı Allah’u Teâlâ Dini İslam’ı yükseltir. Her ne kadar müşrikler rahatsız olurlarsa da. İşte O Yüce Mevla’dır ki peygamberlerini hidayete vesile kılarak dini hak ile göndermiştir.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا هَلْ أَدُلُّكُمْ عَلَى تِجَارَةٍ تُنجِيكُم مِّنْ عَذَابٍ أَلِيمٍ

  

Saff Suresi ayet 10

تُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ وَتُجَاهِدُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ بِأَمْوَالِكُمْ وَأَنفُسِكُمْ ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ

Saff Suresi ayet 11

يَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَيُدْخِلْكُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ وَمَسَاكِنَ طَيِّبَةً فِي جَنَّاتِ عَدْنٍ ذَلِكَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ

Saff Suresi ayet 12

     Evet, Ey Allah ve Allah’ın Resul’üne inananlar! Sizleri öyle karlı bir ticarette delalet edeyim mi? Ki sizleri dehşet verici azabı elimden kurtarsın. O ticaret işte budur ki, siz mü’minler Allah’a ve Resul’üne inanıp, hem de iîlayı kelimetullah için malınızla canınızla Allah’u Teâlâ’ya layık bir şekilde mücahit olasınız ki,  bu işleminize bedelen Cenab-ı Allah da günahlarınızı af eylediği gibi mesakini tayyibeleri (temiz,hoş oturacak yerleri) sizlere ihsanı ilahiyesiyle ihsan eylesin ki, o makamlar cennati adinin makamlarıdırlar. İşte büyük kurtuluş budur.

Saff suresi seçkin ayetleriyle son buldu.

Bediûzzaman Said Nursi Talebelerinden Fakih Şükrü zâde

Muhammed Nuri ÇELİK