MÜMTEHİNE SURESİ

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيمِ

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا عَدُوِّي وَعَدُوَّكُمْ أَوْلِيَاء تُلْقُونَ إِلَيْهِم بِالْمَوَدَّةِ وَقَدْ كَفَرُوا بِمَا جَاءكُم مِّنَ الْحَقِّ يُخْرِجُونَ الرَّسُولَ وَإِيَّاكُمْ أَن تُؤْمِنُوا بِاللَّهِ رَبِّكُمْ إِن كُنتُمْ خَرَجْتُمْ جِهَادًا فِي سَبِيلِي وَابْتِغَاء مَرْضَاتِي تُسِرُّونَ إِلَيْهِم بِالْمَوَدَّةِ وَأَنَا أَعْلَمُ بِمَا أَخْفَيْتُمْ وَمَا أَعْلَنتُمْ وَمَن يَفْعَلْهُ مِنكُمْ فَقَدْ ضَلَّ سَوَاء السَّبِيلِ

Mümtehine Suresi 1. ayetin evveli 

لَن تَنفَعَكُمْ أَرْحَامُكُمْ وَلَا أَوْلَادُكُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ يَفْصِلُ بَيْنَكُمْ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ

Mümtehine Suresi ayet 3

     Ey iman edenler!

     Bana isyanlık eden, sizlere de düşmanlık edenlere sevgi göstermeyiniz. Biliyorsunuz ki, onlar dininizi ve Kuran’ınızı kabul etmeyip, inkâr ediyorlardır. Sizin kıraabetiniz (yakınlarınız) ve evladınız ki onlar için sevginizi göstermiş oluyorsunuz. Bu size fayda verecek değildir. Bileseniz ki Cenab-ı Allah’u Teâlâ hükmü âlisiyle müminleri cennete kafirleri cehenneme koyacaktır. Mümin ile kâfir baba evlat da olsa, yakın akraba da olsa bir birinden menfaatlenmeyecektir.

لَا يَنْهَاكُمُ اللَّهُ عَنِ الَّذِينَ لَمْ يُقَاتِلُوكُمْ فِي الدِّينِ وَلَمْ يُخْرِجُوكُم مِّن دِيَارِكُمْ أَن تَبَرُّوهُمْ وَتُقْسِطُوا إِلَيْهِمْ إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الْمُقْسِطِينَ

Mümtehine Suresi ayet 8

     

       Bu ayeti kerimede, Cenab-ı Allah’u Teâlâ çok mühim bir konuyu beyan ediyor. Buyuruyor ki: ‘Aranızda dini bir savaş olmadığı müddetçe adaletten şaşmayın. Harp açmayanlara iyilik edebilirsiniz. Bileseniz ki Cenab-ı Allah’u Teâlâ adaletten ayrılmayanları sever. Nitekim Resulullah’ın zamanında hudeybiye musalahasında (anlaşmasında) Esma’nın annesi müşrik iken Esma’dan yardım talebinde bulundu. Esma Efendimizden sordu. Efendimiz ise izin verdi. Ve buyurdu ki: ‘Annene sileyi rahim edebilirsin. Onun üzerinde bu ayet nazil oldu.

إِنَّمَا يَنْهَاكُمُ اللَّهُ عَنِ الَّذِينَ قَاتَلُوكُمْ فِي الدِّينِ وَأَخْرَجُوكُم مِّن دِيَارِكُمْ وَظَاهَرُوا عَلَى إِخْرَاجِكُمْ أَن تَوَلَّوْهُمْ وَمَن يَتَوَلَّهُمْ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ

Mümtehine Suresi ayet 9

     

       Evet, Cenab-ı Allah’u Teâlâ o küffarlar ki dini konularında sizlerle harp edip ve sizleri memleketlerinizden çıkarmaya teşebbüs ederler. Ve diğer yandan sizleri memleketlerinizden çıkarmaya harp eden olan düşmanlarınıza yardımda bulunurlar. İşte böylesi harekelerde bulunan ehli küfre muhabbet, sevgi gösterirseniz o zaman zulüm etmiş olursunuz. Bu ayet en evvel ki geçen ayete büyük tefsilat getirmiş olur. İbret vericidir. Ve cayi dikkattir (dikkat edilecek yerdir).

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَوَلَّوْا قَوْمًا غَضِبَ اللَّهُ عَلَيْهِمْ قَدْ يَئِسُوا مِنَ الْآخِرَةِ كَمَا يَئِسَ الْكُفَّارُ مِنْ أَصْحَابِ الْقُبُورِ

Mümtehine Suresi ayet 13

        Evet, emiri ilahi şöyle oluyor ki: ‘Ey müminler’! Sizler mağdubi ilahi olmuş (ilahi gazaba uğramış) her hangi bir kavme sadakat ve dostluk göstermeyiniz. Zira Cenab-ı Allah’ın gadabi ilahiyesi bu kavme vaki olduğundan o kavmin dostlarında aynen vaki olacaktır.’ Evet, cayi ibrettir (ibret alınacak yerdir) ki Allah’ın sözleri ve emirleri fani ve zail dünyanın menfaatlerine değiştiriliyor. Hâlbuki bu guruhi mücrimin ahiretten ümitsizler. Nasıl ki ehli küfür haşrı, neşri bahsi inkâr ettiklerinden mevtalarından (ölülerinden) ümitsizliğe girmişlerdir. Çünkü onların nazarında kalkış yoktur. Estaizu billâh

Mümtehine suresi seçkin ayetleriyle son buldu.

Bediûzzaman Said Nursi Talebelerinden Fakih Şükrü zâde

Muhammed Nuri ÇELİK