9 Nis 2010

DUHÂN SURESİ


DUHÂN SURESİ

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيمِ

وَمَا خَلَقْنَا السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا لَاعِبِينَ

Duhân Suresi ayet 38

 مَا خَلَقْنَاهُمَا إِلَّا بِالْحَقِّ وَلَكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ

Duhân Suresi ayet 39

إِنَّ يَوْمَ الْفَصْلِ مِيقَاتُهُمْ أَجْمَعِينَ

Duhân Suresi ayet 40

يَوْمَ لَا يُغْنِي مَوْلًى عَن مَّوْلًى شَيْئًا وَلَا هُمْ يُنصَرُونَ

Duhân Suresi ayet 41

إِلَّا مَن رَّحِمَ اللَّهُ إِنَّهُ هُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ
Duhân Suresi ayet 42

Evet, Cenab-ı Allah’u Teâlâ buyuruyor ki: ‘Biz azimüşan bu mevcudatı abes olarak yaratmadık. Elbette ki bu yeri ile göğü içindekileriyle beraber, adaletle yarattık ki mühsini mükâfatlandıralım, müsii de cezalandıralım.’ Velâkin insanların çoğu, yevmi kıyameti inkâr ediyorlar. Hâlbuki zannettikleri gibi olsa yevminnuşur olmazsa, mahkemeyi kübra kurulmazsa, o vakit muhasebe de olmaz. Ondan sonra yer ile göğün içindekileriyle beraber yaratılışlarında abesiyet olur. O zaman Cenab-ı Allah’u Teâlâ da abes ile meşgul olmuş olur. İşte bunun reddi olarak, Cenab-ı Allah’u Teâlâ 39 ve 40. ayetleriyle cevap verdi. Ve buyurdu: ‘Biz bunları abes yaratmadık, belki ceza ile mükâfat için yarattık.’ Dünyada iken hakkı tanıyıp gözeten için mükâfat, hakikati inkâr edip, red eden için ceza vermek. Ve bunları ifa edebilmek için diyarı ahireti yaratmışızdır. Orada mehalli ceza olan cehennem ve mehalli mükâfat olan cenneti yarattık. O mahkemeyi kübrayı ilahiyemizde herkes kendi ettiğiyle baş başa kalıp, her nefis dünyada neyi kesb etmiş (kazanmış) ise, onunla muhasebe edilecektir. Öyle bir gün ki bütün mahlûkat hesaba çekilecektir. Hiçbir yakın diğer yakınına müdafaa ve yahut yardımda bulunmayacaktır. Ve bulunmaya hakkı yoktur. Nasıl ki Cenab-ı Allah’u Teâlâ ya eyyühennas ey ademzade insanlar ittekü rabbeküm Allah’ınızdan korkunuz vehşev yevmen öyle bir günde korkunuz ki la yeczi validün an veledihi hiçbir baba veledine bile menfaat vermez. Ve la mevludun hüve cazün an validihi şey’en yani hiçbir veled ebeveynlerine menfaat veremez buyurmuştur. İlla men rahimallahu ancak Cenab-ı Allah’ın rahmetiyle olursa mümkün olabilir buyurmuş ki burada bir istisnai var. O da müminler içindir ki Cenab-ı Allah’u Teâlâ her kime izin verirse o yakınına veya dostlarına şefaat edebilir. Menzellezi yeşfeu indehu o kimdir huzuru ilahiyede ki şefaat eder? İlla bi iznihi ancak Cenab-ı Allah’u Teâlâ izin verirse, olur yoksa yok. Buna işarettir. Evet, Cenab-ı Allah’u Teâlâ müşriklerden intikam alacaktır küfürlerin sebebiyle. Müminlere şefkat edicidir iman ettikleri sebebiyle. Çünkü küfrün durağı, cehennemdir. Meyvesi ise; hamim (kızgın) suyu ile şecerei zekumdur. İmanın durağı ise; cennettir.  Meyvesi ise; huru gılmanla beraberinde de naimi cennettir. Haseli kelam

إِنَّ شَجَرَةَ الزَّقُّومِ٭ طَعَامُ الْأَثِيمِ٭ كَالْمُهْلِ يَغْلِي فِي الْبُطُونِ٭ كَغَلْيِ الْحَمِيمِ٭ خُذُوهُ فَاعْتِلُوهُ إِلَى سَوَاء الْجَحِيمِ٭ ثُمَّ صُبُّوا فَوْقَ رَأْسِهِ مِنْ عَذَابِ الْحَمِيمِ٭ ذُقْ إِنَّكَ أَنتَ الْعَزِيزُ الْكَرِيمُ٭ إِنَّ هَذَا مَا كُنتُم بِهِ تَمْتَرُونَ٭

Duhân Suresi ayet 43-50 Ayeti kerimeleridir.

Çokça günahları işleyen ve tövbesiz giden için cehennemin bitkisi olan, şecerei habisten yediriliyor ki sanki ateşte erimiş bakır gibi, yedikleri zaman iç organları terbiye yerlerinden dışarıya çıkar. Cenab-ı Allah’u Teâlâ bu şecerei meluneyi ehli cehennemin taamı olarak, cehennemde yaratmıştır ki ehli cehennem ondan yerken, ateşin üzerindeki tencere de bulunan su nasıl fukur fukur kaynıyor. Bu taamdan ehli fecere içlerinde öylece kaynayıp, bütün iç organları parça parça olup, dışarıya çıkacaktır. Cenab-ı Allah’u Teâlâ görevli zebani denilen meleklere emir eder ki: ‘İşte bu facirin başından tutun! Cehennemin ortasına şiddetle atın. Sonra onun başına hamimi dökün.’ Deyin ki: ‘Al sana layık olan budur.’ Hamim nedir? Hamim; ehli cehennemin kaynamış olan kan ve irinleridir. O facire hitaben işte dünyada iken sen diyordun ki benden daha izzet sahibi ve mükerrem olan kimse var mı? Diye Allah’ın ibadetinden yüzünü çevirirdin. Ve ahireti ile içindekileri inkâr ediyordun hani senin izzetin hani mükerremmiyetin oluşu. Şüpheye düşmüştün bu cehennemin azabına bugün tadacaksın ki bilesin. Peygamberlerin tebliğleri hakikatmiş. Ulemaların beyanatı tamamen doğruymuş ama ne fayda bugün pişmanlık kimseye faydalı değildir. Evet, 2. ayetin mistaki ise şu ayetlerdir.

إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي مَقَامٍ أَمِينٍ٭ فِي جَنَّاتٍ وَعُيُونٍ٭ يَلْبَسُونَ مِن سُندُسٍ وَإِسْتَبْرَقٍ مُّتَقَابِلِينَ٭ كَذَلِكَ وَزَوَّجْنَاهُم بِحُورٍ عِينٍ٭ يَدْعُونَ فِيهَا بِكُلِّ فَاكِهَةٍ آمِنِينَ٭ لَا يَذُوقُونَ فِيهَا الْمَوْتَ إِلَّا الْمَوْتَةَ الْأُولَى وَوَقَاهُمْ عَذَابَ الْجَحِيمِ٭ فَضْلًا مِّن رَّبِّكَ ذَلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ٭

Duhân Suresi ayet 51 -57

Evet, zümreyi müttakin emin bir makamda kalacaklardır ki cennet makamlarıdır. Libasları; yumuşak, berrak, parlak, şeffaf, ferahlatıcıdırlar. Ve çeşit çeşit meyveleri gelir hazır olur. İstediklerini yerler. Her şeyi iştahlarına göredir. Bununla beraber o ehli cennete ikramımız bu da oluyor ki; cennet hurileriyle izdivac muamelesi temin ediyoruz ki o huruler ne kadar güzel oldukları ancak ve ancak Allah’u Teâlâ bilir ki mükâfat olarak ehli cennette yaratmıştır. Öyle bir cennet ki dünya ölümünden başka ölüm yoktur. O ehil için azap yoktur. O ehil için cehennem korkusu yoktur. Neden? Çünkü o ehli cennet dünyada iken, Allah’ın azabından korkmuşlardır. Kendilerine çeki düzen vermişlerdir. Allah’ın buyruklarını ifa etmeye bi hasebi takati beşeriye sailerini harcamışlardır. Ve muvaffak olmuşlardır. İşte Cenab-ı Allah’ın ikramı budur. En büyük necad ve kurtuluş da budur. Cenab-ı Allah’u Teâlâ biz zayıf kullarına nasip eyleye âmin.

Bediûzzaman Said Nursi Talebelerinden Fakih Şükrü zâde
Muhammed Nuri ÇELİK




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

E=mc2 ?

Güneş Sistemi

Güneş Sistemi
Üstteki resimle bu resim arasındaki benzerliği farketmişsinizdir Güneş Sistemi de diğer sistemlerle birlikte bir merkez etrafında dönmektedir. Ancak biz henüz bunu keşfedemediğimizden bu sözün bilimsel bir dayanağı yoktur.

Cevşen