NECM SURESİ

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيمِ

فَأَعْرِضْ عَن مَّن تَوَلَّى عَن ذِكْرِنَا وَلَمْ يُرِدْ إِلَّا الْحَيَاةَ الدُّنْيَا

Necm Suresi ayet 29

Ey nebiyim Muhammed (S.A.V)

O  insanlar ki Kuran’dan ve imanı billahtan yüzünü çevirmişlerdir ki onların bütün maksatları dünya ile dünyanın varlığıdır. Senin ve seninle mutabaat eylediğin (tabi olduğun) kitaptan istinkaf etmişlerdir. (kabul etmemişlerdir). Onlardan yüzünü çevir. Buradaki işaret şu oluyor ki ayeti ilaheyeden maruz olanları ne şekilde olursa olsun ayeti kuraniye fayda vermez.

الَّذِينَ يَجْتَنِبُونَ كَبَائِرَ الْإِثْمِ وَالْفَوَاحِشَ إِلَّا اللَّمَمَ إِنَّ رَبَّكَ وَاسِعُ الْمَغْفِرَةِ هُوَ أَعْلَمُ بِكُمْ إِذْ أَنشَأَكُم مِّنَ الْأَرْضِ وَإِذْ أَنتُمْ أَجِنَّةٌ فِي بُطُونِ أُمَّهَاتِكُمْ فَلَا تُزَكُّوا أَنفُسَكُمْ هُوَ أَعْلَمُ بِمَنِ اتَّقَى

Necm Suresi ayet 32

Evet, burada çok mühim manalar vardır. Buyuruyor ki Cenab-ı Allah’u Teâlâ o insanlar kebair (büyük) günahlardan sakınırlar. Şirk, zina, katil ve eklimali eyatim (yetim malı yemek) gibilerden kendilerini muhafaza edip bütün fevahiş (kötü ve haram olan işlerden) yani memnuati ilahiyeden ilahi yasaklardan uzak dururlar. Bununla beraber bütün çirkin ve fena şeylerden içtinap ederler (sakınırlar). Velâkin segairden (küçük günahlardan) az da olsa gayri ihtiyarı da olsa işlerler. Cenab-ı Allah’u Teâlâ vasıul (geniş) mağfiret olduğundan affedebilir. Evet, göz zinası nazardır. Lisan zinası, konuşmaktır. Nefis zinası, iştahıyla arzu etmektir. Terbiye yeri ise; ya tasdik ve ya tekzip eder.

Kul büyüklerden sakındığı zaman Cenab-ı Allah’u Teâlâ fazileti ilahiyesiyle küçükleri affeder. Bunun müstaki ise; in tecteniu kebaire ma tun hevne anhu nukefir ankum seyyiatukum.

Yani ey insanlar sizler günahı kebireden (büyük günahlardan) kendinizi muhafaza ederseniz elbette sağirenizden (küçüklerinden) vazgeçebiliriz. Yani affediyoruz. Cenab-ı Allah’u Teâlâ buyuruyor: Bundandır ki Resul’ü Kibirya (s.a.s) hadisi şerifinde la kebirete fil İslami bunun manası la kebirete meal istikfari ve la sağirete meal israri yani bir insan kebireyi işlediğinden istiğfar ederse nedamet gösterirse üzerinde durmak şartıyla o kebire mahvolur gider. Ama sağireyi mühimsemeyerek devam ederse o da büyüyerek sahibini azaba dûçâr kılacaktır. İnne rabbeke vasiül mağfireti yani Cenab-ı Allah’u Teâlâ gaffaru zunuptur (günahları bağışlayıcıdır), settaru uyuptur (ayıpları örtendir). Her kim işlediği günahtan nedamet edip, istiğfar ederse Allah’u Teâlâ vusati mağfiretiyle onu af edebilir. Zira sizleri icad etmeden önceki babanızı (Âdem (a.s)) topraktan yarattı. Sizleri iyi bilir. Bütün ahvalinizden haberdardır. Sizler ana rahmindeyken Allah’u Teâlâ muttaki ile şekinizi bilir. Müminiyle kâfiri, Müslim ile faciri ve nereye gider nereden kalır. Nasıl ıaşa ederseniz elbette ilmi ilahiyeden hariç değildir. Nefsinizi metih eylemeyiniz. Günahımız yoktur demeyiniz. Çünkü nefis kendi havasıyla sizleri delalete götürür. Haberiniz bile olmaz. Cenab-ı Allah’u Teâlâ ameliniz takva ile olup olmadığını, halis olup olmadığını bilir.

أَلَّا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَى٭ وَأَن لَّيْسَ لِلْإِنسَانِ إِلَّا مَا سَعَى٭ وَأَنَّ سَعْيَهُ سَوْفَ يُرَى٭ ثُمَّ يُجْزَاهُ الْجَزَاء الْأَوْفَى٭

Necm Suresi ayet 38-41

وَأَنَّهُ هُوَ أَمَاتَ وَأَحْيَا

Necm Suresi ayet 44

Yani hiçbir nefis diğerinin günahını yüklenemez. Hiçbir kimse başkasının cerimesinden (suçundan) sual edilemez. Evet, insan için sa’yinden (kazandığından) başka bir şey yoktur. Herkes kendi amelinin karşılığını alır. Ettiği amel ne ise kıyamet gününde karşısına o çıkacaktır. İyi ise iyilik, kötü ise kötülük görecektir. Cezai evfa (vefanın karşılığı) bu olur ki müminler Allah’ın vadi sübhaniyesine göre cennet makamlarını bulurlar. Kâfirler ise; cehennemi boylayacaklardır. Bilsinler ki emate (ölüm) ile ihya (hayat) Allah’ın kudreti kemaline mahsustur. Öldürüp âlemi berzah müddeti bittikten sonra tekrar diriltip huzuru kibiryasına alıp dünyadaki ettiklerinden sual ederek o amele göre cezaünnar veyahut mükafetül cennet verecektir. Bu ayetlerin doğrultusunda anlaşılan nokta bu olsa gerek insanlar ifayı evamiri ilahiyesiyle mükelleftirler. Bir insan şeytan aleyhi ma yestehikkuhu ve nefsi mekarenin peşine düşüp, istedikleri doğrultusunda imrarı hayat ederse yani tercihen ahireti bırakıp bu iki karinusuun peşlerine takılıp giderse elbette cehennemi boylayacaktır.  

Necm süresi seçkin ayetleriyle son buldu. Allahu Teâlâ’nın izniyle Kamer suresine başlangıç yapacağız.

Bediûzzaman Said Nursi Talebelerinden Fakih Şükrü zâde

Muhammed Nuri ÇELİK