ALAK SURESİ

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيمِ

اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ٭ خَلَقَ الْإِنسَانَ مِنْ عَلَقٍ٭ اقْرَأْ وَرَبُّكَ الْأَكْرَمُ٭ الَّذِي عَلَّمَ بِالْقَلَمِ٭ عَلَّمَ الْإِنسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمْ٭ كَلَّا إِنَّ الْإِنسَانَ لَيَطْغَى٭ أَن رَّآهُ اسْتَغْنَى٭ إِنَّ إِلَى رَبِّكَ الرُّجْعَى٭

Alak Suresi Ayet 1.2.3.4.5.6.7.8

Evet, şifrevi olarak, bu süre beyanetı ilahiyeden bahis eder. Allah’u Teâlâ peygamber Efendimizi (s.a.s) okumaya, yazmaya, bilgi edinmeye davet ediyor. Ve bu şekilde bu ayet ilk hitabı ilahidir. Zira okuma, yazma, bilgi toplama dini İslam’ın şiarıdır (işaretidir). Hitap şöyledir:

‘Ey Muhammed mübtedien (başlangıçta) Rabbin Teâlâ ismiyle oku O Rabbin ki insanları ufacık kurtçuklardan (hayat mikrobu)  yaratmıştır. ‘ El alakatu hiye eddudetu sağiretu kema esbetel hadis, ennel menye lezi hulika minhu el insanu muhtevun ala hayvanatin ve didanin sağiretin la turabil ayni ve inne ma tura bil mecher dekikı el mikroskop

Ve ennel leha rehsen ve zenben.Kale kurtebi vel alakatu kıt atun min demın retebın sümmiyet bizalike li enneha teallaku rutubetiha bima temurru aleyhi ileh.

Yukarıda yazmış olduğumuz ayet alak süresinin 2.ayetinde bulunan min alak ‘ın beyenatıdır.

Evet, alak demek küçücük kurtçuklar demektir. Nasıl ki hadiste öyle sabit olmuştur. Muhakkak bileseniz ki o meni ki insan ondan yaratılıyor. Onun içinde çokça hayvanat ile kurtçuklar vardır ki fenni lisaniyle onlara hayat mikrobu deniliyor. O suyun içindeki hayvancıklar ki fenni lisanıyla hayat mikrobu deniliyor gözle görünmesi mümkün değildir. Ancak mikroskopla görünebilir. Yani büyüteçle. O hayvancıklara Allah’u Teala tarafından hem başları var hem de kıl gibi kuyrukları var. İmamı kurtubinin sözüne nazaran alak’a demek bir parça kan demektir. Niçin bu kana alaka denilmiş? Nemli olduğu için, her neye rastlarsa yapışır.

   

Ey nebiyim Muhammed (s.a.v)!

Oku bu okuma delili vafidir (tam bir delildir) ki Allah’u Teâlâ lutfuyla kerimiyle insanlara bilmediklerini bildirir kalemin vasıtasıyla. Bu kalemle ve ilim sebebiyetiyle ki Cenab-ı Allah’u Teâlâ kalem vasıtasıyla, kitabet vasıtasıyla, ulumi mairifi bilip, zülmeti cuhulden (cahiiliğin karanlığından) çıkıp, ilmin nuruna girerler. Ve mükerrem ve müşerref kılmanın usul ve diğer mahlukatlardan imtiyazları kitabet ile ilim sayesindedir. Ama ne fayda ki insan kendini zengin görünce zulüm eder.

Ey insan!

Allah’ın huzuruna dönüp, elbette hesap vereceksin. İyi düşün, hesaba girmeden hesabını gör.   

Bediûzzaman Said Nursi Talebelerinden Fakih Şükrü zâde

Muhammed Nuri ÇELİK