9 Nis 2010

HADÎD SURESİ


HADÎD SURESİ

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيمِ

هُوَ الْأَوَّلُ وَالْآخِرُ وَالظَّاهِرُ وَالْبَاطِنُ وَهُوَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ

Hadîd Suresi ayet 3

هُوَ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَى عَلَى الْعَرْشِ يَعْلَمُ مَا يَلِجُ فِي الْأَرْضِ وَمَا يَخْرُجُ مِنْهَا وَمَا يَنزِلُ مِنَ السَّمَاء وَمَا يَعْرُجُ فِيهَا وَهُوَ مَعَكُمْ أَيْنَ مَا كُنتُمْ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ

Hadîd Suresi ayet 4  

     Evet, bu ayeti kerimde Cenab-ı Allah’ın ne gibi bir unvana sahip olduğunun tespiti vardır. Yani Allah’u Teâlâ’nın vücudundan (varlığından) evvel evveliyat yoktur. Yüce Mevla’nın bakasına da nahiyet yoktur. Akıl penceresinden bakarsanız aşikâr bileceksiniz ki Allah’u Teâlâ vardır. Nasıl ki Hz. Ali (r.a) söylemiş ki “ve fi külli şey’in delilün teddüllü ala ennehu vahidün” yani her neye bakarsan bütün varlığın içinde Cenab-ı Allah’ın var olduğunu yalnız olduğuna delili kafi vardır. Evet, akıl yoluyla neye bakarsanız Allah’ın bir olduğuna var olduğuna aşikâr olarak deliller vardır, buyurmuştur.Ve Cenab-ı Allah’u Teâlâ her şeyi bilicidir. Dikkat ederseniz yeri göğü 6 günde kudreti ilahiyesiyle o yarattı. Dünyanın günüyle. Ve sonra arşı alasına galebe ederek hükümran olmuştur. Ve bilesiniz ki yere ne gibi bir şey dâhil olup girerse Cenab-ı Allah’u Teâlâ’nın bilgisinin doğrultusunda olur. Ve yerin altında ne çıkarsa aynen Allah’u Teâlâ’nın bilinci  doğrultusundadır. Yani Allah’ın haberi olmadan hiçbir şeyin kımıldaması mümkün olamayacağı bedihidir (açıkça bellidir). Evet, nerede olursanız olunuz; Cenab-ı Allah’u Teâlâ görücü, bilici, işitici ve kudretiyle sizinle beraber olduğunu şüpheye düşmeyesiniz. Şüphesi olan kâfir olur. 

لَهُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَإِلَى اللَّهِ تُرْجَعُ الأمُورُ

Hadîd Suresi ayet 5

يُولِجُ اللَّيْلَ فِي النَّهَارِ وَيُولِجُ النَّهَارَ فِي اللَّيْلِ وَهُوَ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ

Hadîd Suresi ayet 6

آمِنُوا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ وَأَنفِقُوا مِمَّا جَعَلَكُم مُّسْتَخْلَفِينَ فِيهِ فَالَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَأَنفَقُوا لَهُمْ أَجْرٌ كَبِيرٌ

Hadîd Suresi ayet 7

     Yerin ve göğün içindekileriyle beraber ne ki varsa Allah’u Teâlâ’nın mülküdür. Şerikten, ortaktan münezzehtir. Dünyada olsun, ahirette olsun bütün varlıkların emir, idare ve tedbirleri Allah’a ait olup ve ona dönecektir. Kudreti ilahiyesiyle geceyi gündüze, gündüzü geceye çevirecektir. O siyah ile beyaz perdeleri değiştirme usulü ancak ona mahsustur. Kalplerinde dolaşanları ancak o bilir. Ma’lumdur ki bu sıfata sahip ve layık olan zat ancak ibadet edilmeye o layıktır. Onun masıvasına (ğayrısına) ibadet ise batıl ve atıldır. Ve hem de şekavettir (eziyet) ve hamakattır (ahmaklıktır). Evet, Allah’a ve O’nun Resul’üne inanıp iman ediniz. Bilesiniz ki O, ilahı Vahid  olup Muhammed-ül Resul O’nun abdi ve Resul’üdür. Dünyada iken Allah’ın verdiği nimetten faydalanıp, diğerleri de faydalandıran kimse bununla beraber inanıp iman edenler için ki Allah’u Teâlâ’nın rızayi ilahiyesini kazanmak gayesiyle nafaka edenler için indi ilahiyede büyük ama çok büyük ecr ve sevaplar var olduğu gibi makamı mahsusta verilecektir ve şüphesizdir.

وَمَا لَكُمْ لَا تُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالرَّسُولُ يَدْعُوكُمْ لِتُؤْمِنُوا بِرَبِّكُمْ وَقَدْ أَخَذَ مِيثَاقَكُمْ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ

Hadîd Suresi ayet 8

هُوَ الَّذِي يُنَزِّلُ عَلَى عَبْدِهِ آيَاتٍ بَيِّنَاتٍ لِيُخْرِجَكُم مِّنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ وَإِنَّ اللَّهَ بِكُمْ لَرَؤُوفٌ رَّحِيمٌ

Hadîd Suresi ayet 9

Ey insanlar! Sizlere ne olmuştur ki sizler Allah’a ve Allah’ın Resul’üne inanmıyorsunuz. Hâlbuki Muhammed-il Resul sizleri Dini Mübini İslam’a davet ettiği halde bununla beraber daha evvel sizlerden söz alınmıştır ki İsa (a.s) tarafından Muhammed’in gelişinden inanıp iman edeceğinize dair işte O Yüce Allah’u Teâlâ’dır ki Muhammed-ül Resul’e anlaşılır şekilde ayeti vazihati mübeyyinat (alenen açıklayan ayetler) olarak inzal etmiştir (indirilmiştir) ki sizleri küfür karanlığından çıkarıp, nuri imana ithal eylesin. Ve bileseniz ki sizler için bu Cenab-ı Allah’ın iltifatı ilahiyesidir. Ve sonsuz olarak rahmeti ilahiyesidir ki bunun vasıtasıyla sizleri narı cehennemden muhafaza eyleyip, cenneti mualalarına (cennet makamlarına) ithal eylemektir.

يَوْمَ تَرَى الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ يَسْعَى نُورُهُم بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَبِأَيْمَانِهِم بُشْرَاكُمُ الْيَوْمَ جَنَّاتٌ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا ذَلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ

Hadîd Suresi ayet 12


Bileseniz ki, öyle bir gün gelecektir ki sırat köprüsünde kadın erkek fark etmeksizin nurları parlayıp güneş gibi onları cennet makamlarına müjdeleyerek kavuşturacaktır. Ebedi olarak o cennet makamlarında
kalacaklardır. İşte büyük kurtuluş budur. Ve hem de bu kurtuluş dünyada iken ameli salihi işlemekle olur.

وَالَّذِينَ آمَنُوا بِاللَّهِ وَرُسُلِهِ أُوْلَئِكَ هُمُ الصِّدِّيقُونَ وَالشُّهَدَاء عِندَ رَبِّهِمْ لَهُمْ أَجْرُهُمْ وَنُورُهُمْ وَالَّذِينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا أُوْلَئِكَ أَصْحَابُ الْجَحِيمِ

Hadîd Suresi ayet 19

     Evet, o kimseler ki Allah’a ve bila fark (fark gözetmeksizin) bütün peygamberlerine inanıp, imanla beraber ellerinde bulunanları ki semavi mukaddes kitaplardır tasdik ederek Allah’ın yolunda iîlayı kelimetullah için şehit olmuşlardır. İndi ilahiyede onlar için ecr ve sevaplar var olduğu gibi imanın nuruyla makamlarına gireceklerdir. Ama ayeti ilahiyemiz inkâr edip, tekzip edenlere ise elbette ve elbette yerleri narı cehennemdir.

اعْلَمُوا أَنَّمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا لَعِبٌ وَلَهْوٌ وَزِينَةٌ وَتَفَاخُرٌ بَيْنَكُمْ وَتَكَاثُرٌ فِي الْأَمْوَالِ وَالْأَوْلَادِ كَمَثَلِ غَيْثٍ أَعْجَبَ الْكُفَّارَ نَبَاتُهُ ثُمَّ يَهِيجُ فَتَرَاهُ مُصْفَرًّا ثُمَّ يَكُونُ حُطَامًا وَفِي الْآخِرَةِ عَذَابٌ شَدِيدٌ وَمَغْفِرَةٌ مِّنَ اللَّهِ وَرِضْوَانٌ وَمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلَّا مَتَاعُ الْغُرُورِ

Hadîd Suresi ayet 20

       Evet, bilesiniz ki bu dünyanın hayatı meşikatlerle doludur. Nasıl ki çocuklar oyuncaklarında nefislerine mehan ve meşikat vermekten başka bir kazançları yoktur. Lehviyattan (günah işlenen eğlencelerden) ibaret olup, insanları Allah’a varmaktan meşgul eder. İlahi taatından geri bırakır. Ve ziynet yani guruhi cahiline libasta (giyimde) olsun mal da mülk de olsun tefahür (iftihar) ederek çalım satmaktan başka bir şey değildir. İşte dünyanın misali buna benzer ki yağan yağmurun tesiriyle yeryüzü tamamen yeşillik, gül gülistan olur. Sonra kuruyup rüzgârın tesiriyle saman haline girip dağılıp heba olur kurur gider. Evet, faydalanmaz bir hale gelir. İşte dünyadaki küffarın hali de buna benzer ki evveliyatı ekseriyen iyidir. Ve iyi görünür. Ama kabir kapısından o tarafa geçmediği için faydalanmayacaklardır. Ahiretlerine baktığında onlar için azabı şedidten başka bir muamele yoktur. Yani zümreyi muvahittine (Allahın birliğini kabul eden zümreye) mağfiret bağışlama cennetler ve nimet cennetleriyle beraber vardır. Ama guruhi mücrimin münafığın ve münkirler için cehennem dehşet verici azabıyla vardır. İşte dünyanın hayatı taifei cuhal (cahiller) için mehalli zeval ve gafletten başka bir şey değildir. İşte bundandır ki, Cenab-ı Allah’u Teâlâ Müslümanları tahrik ederek şu 21. ayeti teşvik yoluyla;

سَابِقُوا إِلَى مَغْفِرَةٍ مِّن رَّبِّكُمْ وَجَنَّةٍ عَرْضُهَا كَعَرْضِ السَّمَاء وَالْأَرْضِ أُعِدَّتْ لِلَّذِينَ آمَنُوا بِاللَّهِ وَرُسُلِهِ ذَلِكَ فَضْلُ اللَّهِ يُؤْتِيهِ مَن يَشَاء وَاللَّهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظِيمِ

Hadîd Suresi ayet 21
    
     Buyuruyor ki müsabaka edeceksiniz ki öyle bir cennet için ki, o cennetin genişliği kıyasen yer ile gök genişliğindedir ki Allah’a ve Allah’ın bütün peygamberlerine inanıp, mukaddes kitaplara uyum sağlayıp ameli salihi icra edenler için hazırlanmıştır. Bu vergi ise Cenab-ı Allah’ın mehid (halıs) fezil ve keremidir. İstediği kimselere ihsan edecektir. Bileseniz ki Cenab-ı Allah’u Teâlâ sonsuz bir fazilete ve büyük bir ihsana sahiptir. Yeter ki kul dünyada iken kulluk görevini bilsin ve ifa etsin.

Sureyi Hadid burada son bulmuştur.

Bediûzzaman Said Nursi Talebelerinden Fakih Şükrü zâde
Muhammed Nuri ÇELİK





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

E=mc2 ?

Güneş Sistemi

Güneş Sistemi
Üstteki resimle bu resim arasındaki benzerliği farketmişsinizdir Güneş Sistemi de diğer sistemlerle birlikte bir merkez etrafında dönmektedir. Ancak biz henüz bunu keşfedemediğimizden bu sözün bilimsel bir dayanağı yoktur.

Cevşen