MÜZZEMMİL SURESİ

ِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيمِ

إِنَّا أَرْسَلْنَا إِلَيْكُمْ رَسُولًا شَاهِدًا عَلَيْكُمْ كَمَا أَرْسَلْنَا إِلَى فِرْعَوْنَ رَسُولًا

Müzzemmil Suresi ayet 15 

فَعَصَى فِرْعَوْنُ الرَّسُولَ فَأَخَذْنَاهُ أَخْذًا وَبِيلًا

Müzzemmil Suresi ayet 16

فَكَيْفَ تَتَّقُونَ إِن كَفَرْتُمْ يَوْمًا يَجْعَلُ الْوِلْدَانَ شِيبًا

Müzzemmil Suresi ayet 17 

السَّمَاء مُنفَطِرٌ بِهِ كَانَ وَعْدُهُ مَفْعُولًا

Müzzemmil Suresi ayet 18 

إِنَّ هَذِهِ تَذْكِرَةٌ فَمَن شَاء اتَّخَذَ إِلَى رَبِّهِ سَبِيلًا

Müzzemmil Suresi ayet 19

إِنَّ رَبَّكَ يَعْلَمُ أَنَّكَ تَقُومُ أَدْنَى مِن ثُلُثَيِ اللَّيْلِ وَنِصْفَهُ وَثُلُثَهُ وَطَائِفَةٌ مِّنَ الَّذِينَ مَعَكَ وَاللَّهُ يُقَدِّرُ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ عَلِمَ أَن لَّن تُحْصُوهُ فَتَابَ عَلَيْكُمْ فَاقْرَؤُوا مَا تَيَسَّرَ مِنَ الْقُرْآنِ عَلِمَ أَن سَيَكُونُ مِنكُم مَّرْضَى وَآخَرُونَ يَضْرِبُونَ فِي الْأَرْضِ يَبْتَغُونَ مِن فَضْلِ اللَّهِ وَآخَرُونَ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ فَاقْرَؤُوا مَا تَيَسَّرَ مِنْهُ وَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ وَآتُوا الزَّكَاةَ وَأَقْرِضُوا اللَّهَ قَرْضًا حَسَنًا وَمَا تُقَدِّمُوا لِأَنفُسِكُم مِّنْ خَيْرٍ تَجِدُوهُ عِندَ اللَّهِ هُوَ خَيْرًا وَأَعْظَمَ أَجْرًا وَاسْتَغْفِرُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

Müzzemmil Suresi ayet 20

     Ey ehli Mekke! Bileseniz ki biz azümüşan sizlere Resul gönderdik ki amelinize görücü şahit olsun. Firavuna Resul gönderdiğimiz gibi. Ama firavun Resul’ümüze isyan etti. Biz de onu eşedi azap ile muahaza ettik. Ey kureyşler o korkutucu gün geldiğinde nasıl olurda kendinizi muhafaza edesiniz? O günü inkâr etmiş olduğunuz halde öyle bir gün ki dehşetinden sinni tıfulliyette (küçük yaşta) olan çocuklar bile ihtiyarlaşıyorlar. Evet, öyle bir gün ki, gezegenler peyder pey dökülüp heba olup zerre şekline girerler. Vadi sübhaniyesi elbette yerine gelecektir. İşte bu ayetler ve alametler nas için ibret vericidirler. Kim arzu ediyor ise şimdiden yüzünü Allah’a çevirsin. Kuran’ı anlamıyla okusun. Namazını kılsın. Zekâtı varsa versin. Allah için yoksunlara yardımda bulunsun. Rızayi ilahi kazanmış olsun. Evet bileseniz ki ölümden önce ne gibi bir ameli salihi işlerseniz ruzi mahşerde, indi ilahiyede mevcut olarak bulursunuz. İşte bu işlem sevap babında en büyük olanıdır. Ve hem de ecri cezil de (çok olan da) budur. Çalışalım, kazanalım. İmkân dahilinde teseddukta bulunalım (sadaka verelim). İnsanlar tahsiratlardan hali kalmadığı için, rahmeti ilahiyeye iltica

ederek günahlarının bağışlanmasını her zaman tarafta bulunması lazımdır. Zira bilmelidir ki Allahu Teâlâ hazretleri rahmeti amimeye sahiptir. Bağışlayıcıdır. Nasıl ki "ve la teknetu min rahmetillahi" buyurmuştur. Diğeri; "iza seeleke ibadi enni fe inni gariybun ucibu daveted dai iza daani fel yestecibuni vel yu’minu bi leallaehüm yerşudun"

Evet, evvel ki ayeti kerimde buyuruyor ki: kulumun günahı ne kadar olursa da yine rahmeti vasiamdan (geniş rahmetimden) ümitsizliğe kapılmasın. Zira rahmetim gadabıma sebakat eylemiştir. (geçmiştir). Kulum bana döndüğü andan kabulümdür. Peygamber Efendimize (s.a.v) haber veriyor ki: ey nebiyim Muhammed (s.a.v) ibadlarım (kullarım) beni senden sordukları zaman, heber ver ki ben ibadlarıma çok yakınım. Benden isteyene elbette veririm. Kulumu asla mahrum etmem. Bende reddi ibad yoktur. Cevaba muktedirim. Velâkin bu icabetinin şartı vardır. Nedir o şart? Bana inanıp, evamiri ilahiyeme cevap verip, hakkıyla furuzatlarımı (farz kıldıklarımı) ifa edeceklerdirler. Muhakkak o zaman irşad edilmişlerdir. Yoksa olmaz. Ve illa fe la demektir.

Müzemmil suresi seçkin ayetleriyle son buldu.

Bediûzzaman Said Nursi Talebelerinden Fakih Şükrü zâde

Muhammed Nuri ÇELİK