MERYEM SURESİ
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِِ
س فَخَلَفَ مِن بَعْدِهِمْ خَلْفٌ أَضَاعُوا الصَّلَاةَ وَاتَّبَعُوا الشَّهَوَاتِ فَسَوْفَ يَلْقَوْنَ غَيًّا
Meryem Suresi ayet 59
إِلَّا مَن تَابَ وَآمَنَ وَعَمِلَ صَالِحًا فَأُوْلَئِكَ يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ وَلَا يُظْلَمُونَ شَيْئًا
Meryem Suresi ayet 60
جَنَّاتِ عَدْنٍ الَّتِي وَعَدَ الرَّحْمَنُ عِبَادَهُ بِالْغَيْبِ إِنَّهُ كَانَ وَعْدُهُ مَأْتِيًّا
Meryem Suresi ayet 61
لَا يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًا إِلَّا سَلَامًا وَلَهُمْ رِزْقُهُمْ فِيهَا بُكْرَةً وَعَشِيًّا
Meryem Suresi ayet 62
تِلْكَ الْجَنَّةُ الَّتِي نُورِثُ مِنْ عِبَادِنَا مَن كَانَ تَقِيًّا
Meryem Suresi ayet 63
Evet, geçen guruhi muttakinin halefleri (yerine geçenleri) öyle bir kavmi icat etti ki, namazı kılmaz oldular. Şehaveti hayvaniyeye tabiî oldular. Onlar cehennemin ‘ğğaya’ denilen deresine ithal olacaklardır. Ancak tövbe edip, ameli salihi işleyenler müstesna. Onlar cennete girerler. O cenneti adin ki; Allah’u Teâlâ tarafından salih kullarına gıyaben ihsan edilmiştir. Cenab-ı Allah’ın verdiği vaadi elbette yakında gelecektir.
Öyle bir cennet ki içinde herhangi bir leğviyat (boş sözler) ve iciz verici bir şeyi yoktur. Sabah, akşam rızıkları ayaklarına gelecektir. İşte bu cennet guruhi muttakine ve salih olan İslam cemiyetine vaâdi sübhaniyesiyle sanki mirasmış gibi verilecektir. Yeter ki bi kaderi imkânı takatil beşeriye ilahi yasaklardan sakınıp, emri bil mağrifi ifa edebilsinler.
Öyle bir cennet ki içinde herhangi bir leğviyat (boş sözler) ve iciz verici bir şeyi yoktur. Sabah, akşam rızıkları ayaklarına gelecektir. İşte bu cennet guruhi muttakine ve salih olan İslam cemiyetine vaâdi sübhaniyesiyle sanki mirasmış gibi verilecektir. Yeter ki bi kaderi imkânı takatil beşeriye ilahi yasaklardan sakınıp, emri bil mağrifi ifa edebilsinler.
وَيَقُولُ الْإِنسَانُ أَئِذَا مَا مِتُّ لَسَوْفَ أُخْرَجُ حَيًّا
Meryem Suresi ayet 66
أَوَلَا يَذْكُرُ الْإِنسَانُ أَنَّا خَلَقْنَاهُ مِن قَبْلُ وَلَمْ يَكُ شَيْئًا
Meryem Suresi ayet 67
Evet, kâfir olan insan teacüp ederek (şaşarak) diyor ki: ‘Olur mu ben ölüp, toprak olup, sonra tekrar dirilip, hayat bulup, kalkı verip rızıklanayım? Acaba o insan evveliyatını idrak etmez mi? Ki hiçbir şey değil iken nasıl hayat bulmuş ise elbette öylecesine ve daha kolay bir şekilde tekrar vücut bulup, midana geleceğinden şüphesi olmasın.
فَإِنَّمَا يَسَّرْنَاهُ بِلِسَانِكَ لِتُبَشِّرَ بِهِ الْمُتَّقِينَ وَتُنذِرَ بِهِ قَوْمًا لُّدًّا
Meryem Suresi ayet 97
Guruhi müttakini tebşir (müjdelemen) ve guruhi münafıkıni korkutman için senin Arabî lisanla Kuran-ı Mübin’i inzal eyledik.
وَكَمْ أَهْلَكْنَا قَبْلَهُم مِّن قَرْنٍ هَلْ تُحِسُّ مِنْهُم مِّنْ أَحَدٍ أَوْ تَسْمَعُ لَهُمْ رِكْزًا
Meryem Suresi ayet 98
Bunların öncesinde çokça kavimleri ihlak ettiğimiz gibi ki hiçbir ses onlardan duyulmayacaktır. Bunları da onlar gibi ihlak edebiliriz. Sakın mutemmerid (inatçı) olmasınlar. Tövbe edip, hidayet yolunu seçsinler tek çareyi kurtuluş budur.
Bediûzzaman Said Nursi Talebelerinden Fakih Şükrü zâde
Muhammed Nuri ÇELİK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder