9 Nis 2010

KAF SURESİ


KAF SURESİ

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيمِ

وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِ نَفْسُهُ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ

Kaf Suresi ayet 16

Evet; cinsi insan, biz azimüşan Allah’u Teâlâ el müteferiddi bi kudretihi icad ettik. Kalbindeki dolaşanlardan haberdarız. Bizim için gizli ile cehri (açık) fark etmez. Niyet ne olursa olsun. Ma’lumi ilahiyemizdir. Ve nahnu akrebu ileyhi min hablil verid. Yani biz kullarımıza, şah damarlarından daha yakınız ki bu bir damardır kalpten boyun omurgasından dımağa (beyne) mütesildir. Buna şah damarı da denilir. Yani ilmi ilahiyemizle insana bundan daha yakınız. İnsanların bütün niyetleri, teşebbüsleri ne olursa olsun, hâkimiyeti rububiyetimizin altındadır. Bila şekkin. (şüphesiz)

إِذْ يَتَلَقَّى الْمُتَلَقِّيَانِ عَنِ الْيَمِينِ وَعَنِ الشِّمَالِ قَعِيدٌ٭ مَا يَلْفِظُ مِن قَوْلٍ إِلَّا لَدَيْهِ رَقِيبٌ عَتِيدٌ٭ وَجَاءتْ سَكْرَةُ الْمَوْتِ بِالْحَقِّ ذَلِكَ مَا كُنتَ مِنْهُ تَحِيدُ٭ وَنُفِخَ فِي الصُّورِ ذَلِكَ يَوْمُ الْوَعِيدِ٭ وَجَاءتْ كُلُّ نَفْسٍ مَّعَهَا سَائِقٌ وَشَهِيدٌ٭

Kaf Suresi ayet 17-21

Evet, Cenab-ı Allah’u Teâlâ insanların sağında ve solunda oturan her iki meleklerden bahis ediyor ki: ‘Bir birine karşı oturup, biri hasenat, diğeri ise; seyyiat işlemler ki insandan sadir oluyor (çıkıyor). yazıyorlar. İnsanların konuşmaları iyi de olsa, kötü de olsa, Allah’ın emriyle harfiyen yazarlar. Ve kitap haline getirip, rûzi mahşerde Allah’u Teâlâ’nın huzuri ilahiyesinde sahibiyle beraber, ibraz ederler. İşte bu yazmalar insanın haddi buluğdan sonra devam eder. Ta hakkıyla sekareti mevti (ölüm anı) vaki oluncaya kadar. Öldükten sonra kitap kapanır. Ne kadar insan ölümden kaçarsa kaçsın, kurtuluş yoktur. Yevmil mev’ud ki kıyamet günüdür. Geldiğinden İsrafil tarafından ervahlar (ruhlar,canlar) surdan bırakılacaklardır. Cesetler mezarlarından ikmal görüp, ruhlarla imtizac bulup (kaynaşıp) kalkarken bunları huzuru ilahiyesine sevk eden, melek ile dünyada iken ameline şahit ve vakıf olan melek ile beraber giderler. İşte o zaman ikre’ kitebeke kefa bi nefsike el yevme aleyke hasiba hitabı ilahiyeye maruz kalır. 

وَقَالَ قَرِينُهُ هَذَا مَا لَدَيَّ عَتِيدٌ٭ أَلْقِيَا فِي جَهَنَّمَ كُلَّ كَفَّارٍ عَنِيدٍ٭ مَّنَّاعٍ لِّلْخَيْرِ مُعْتَدٍ مُّرِيبٍ٭ الَّذِي جَعَلَ مَعَ اللَّهِ إِلَهًا آخَرَ فَأَلْقِيَاهُ فِي الْعَذَابِ الشَّدِيدِ٭

Kaf Suresi ayet 23-26

Her iki melekler Cenab-ı Allah’a haber verip, işte bizi müvekkil kıldığınız, âdem zade amel defteriyle beraber, huzuru ilahiyenizde Cenab-ı Allah’u Teâlâ emir ederek: ‘Bunlar küfür üzere, inatlarıyla, Hakkı inkâr ettiler. Bunları cehenneme atınız. Hakka mani olup, suizan ve şekle inatla baktılar. Kendilerine zulüm ettiler. Zulmün cezası ise; cehennemdir.’ Bunlar öyle bir duruma geldiler ki Allah’tan başka mabud ittihaz ettiler. El cezau min cinsil amel. Sırrıyla ‘Bunları, dehşet verici cehennem azabına atınız’ emir buyuruyor Cenab-ı Allah’u Teâlâ.

وَأُزْلِفَتِ الْجَنَّةُ لِلْمُتَّقِينَ غَيْرَ بَعِيدٍ٭ هَذَا مَا تُوعَدُونَ لِكُلِّ أَوَّابٍ حَفِيظٍ٭ مَنْ خَشِيَ الرَّحْمَن بِالْغَيْبِ وَجَاء بِقَلْبٍ مُّنِيبٍ٭ ادْخُلُوهَا بِسَلَامٍ ذَلِكَ يَوْمُ الْخُلُودِ٭

Kaf Suresi ayet 31-34

لَهُم مَّا يَشَاؤُونَ فِيهَا وَلَدَيْنَا مَزِيدٌ

Kaf Suresi ayet 37 

نَحْنُ أَعْلَمُ بِمَا يَقُولُونَ وَمَا أَنتَ عَلَيْهِم بِجَبَّارٍ فَذَكِّرْ بِالْقُرْآنِ مَن يَخَافُ وَعِيدِ

Kaf Suresi ayet 45

Evet, mükâfat olarak, cennet bütün güzelliğiyle yakından guruhu muttakine görünüyor. Nidai ilahiyesiyle buyruluyor ki: ‘İşte evamiri ilahiyeyi ifa edip, muhafaza ederek, Allah’ın gadabından korkup, günahlardan arınmış bir kalple huzuru ilahiyeye gelenler için, bu gün her şeyden selim olarak, makamlarına ebediyen dâhil olma günüdür. 

لَهُم مَّا يَشَاؤُونَ فِيهَا وَلَدَيْنَا مَزِيدٌ

Kaf Suresi ayet 35

Evet, onlar için cennetin nimetlerinden daha ziyadesi vardır ki Cenab-ı Allah’ın rızasıyla beraber cemali ilahiyeyi nazar eylemektir. Evet, iştahları neyi isterse, anında mevcuttur. Kudreti kâmile sahibi Yüce Mevla herkes makamına vasıl olduktan sonra, bade külli hesap ehli cennetten sorar. Neyi istersiniz bu nimetten başka? İnsanlar cenneti nimetleriyle beraber Cenab-ı Allah’u Teâlâ lütfüyle bize ihsan etmiştir. Nedir ziyadesi ki isteyelim diye tereddüt ederler? Cenab-ı Allah’u Teâlâ buyuruyor ki: ‘Dünyada iken bir soruya muhtaç olduğunuz vakit, âlimlerden sual ediyordunuz. Yine arayıp, âlimleri bulup, sorsanız cevap alırsınız’ emir buyuruyor. Buna binaen cennet insanları, âlimleri bulup, sorarlar ki Cenab-ı Allah’u Teâlâ bizden böyle bir talebi vardır. Ne yapmamız gerekir? Diye sual ederler. Âlimler cevaben: ‘Allah’u Teâlâ’nın rızai kibiryasıyla beraber cemali kemaliyesini aled te’bid (ebedi olarak) Efendimizle beraber ziyaret etmeye nasip kılıp, ihsan eylemesini istersiniz. O vakit bu guruhi müttakin taleplerini dile getirip, arz ederler. Rahmeti ilahiyesine dayalı olarak, kabulü ilahi olup, sonra bu ziyaret gerçekleşir.

Bediûzzaman Said Nursi Talebelerinden Fakih Şükrü zâde
Muhammed Nuri ÇELİK



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

E=mc2 ?

Güneş Sistemi

Güneş Sistemi
Üstteki resimle bu resim arasındaki benzerliği farketmişsinizdir Güneş Sistemi de diğer sistemlerle birlikte bir merkez etrafında dönmektedir. Ancak biz henüz bunu keşfedemediğimizden bu sözün bilimsel bir dayanağı yoktur.

Cevşen